Bir kitap vardi yaz basindan beri elimde. Havuz basinda falan okudugum. Araya baska kitaplar da girdigi icin, cok anlamlandiramadan bitirdim, yazik oldu. Ama kafamda guzel bir hikaye ve akici bir dile sahip oldugu kaldi... Adı: Sırıtkan Kırmızı Ay! Gun gelip de kitabın yazari Sibel Atasoy'un kisisel gelisim yolundaki arkadaslarimdan biri olacagini kim bilebilirdi ki!
Simdi bir grup yolcu Sibel Atasoy'la beraber rüyalarimiza dogru bir yolculuga ciktik. Herbiri simgeler ve bilincaltimiza ait ipuclariyla dolu ruyalarimizdan ogrenecegimiz cok sey var. Neden mi? Nedeni gayet acik: Bilincimiz 0-6 yas arasinda geliştirdigimiz onyargilarla örtülü... Bu sabit fikirlerden arindigimiz tek an rüyada olduklarimiz. Bu nedenle, derinlerde ne hissettigimizi ancak ruyalarimizi desifre ederek cozebiliyoruz. Kendimizi tanimak icin kossskocca bir adim atmis oluyoruz.
Bu arada cok onemli bir not: Ruya analizi ancak ve ancak kisisel yapildiginda dogru bir yol gosterici olabilir. Gazetelerden, internetten bakilan ruya tabirlerinin bizi anlatmasi imkansizdir. Ruyada gorulen hikayenin, kisinin veya objenin, goren kisi icin ne ifade ettigini ogrendikten sonra yapilan analiz bilincaltindaki gercekligin bir izdusumudur.