7 Şubat 2011 Pazartesi

Aşk filmi seven herkesi ama özellikle Ankaralıları kalbinden vurdu geçti!

İyi bir şey bekliyordum da bu kadarını değil... Ömer Faruk Sorak'ın rafine anlatım tarzı, Mehmet Günsur'un zaten bir an bile süphe duymayacağım "iyi olacağına" dair inancımla elimize geçen özel gösterim davetiyesiyle koşa koşa Citys'e koştuk Ufuk ve ben... Orada buluştuğumuz Deniz ve Bahadır'la birkaç kadeh şarap devridik... Ve "nasıl oluyor da kokteylde alkol servisi yapılabiliyor"la ilgili ileri geri lafladık, biraz sonra başımıza geleceklerden habersizdik...

Ankara'da (tahminimce Ankara Doğumevi) başlayan bir hikayenin içinde buluverdik birden kendimizi,"Aşk Tesadüfleri Sever"de... Devamında İstanbul-Ankara arasında geçen keyifli sahnelerle dolu bir masal aşka tanıklık ettik... Konuya girmeyeceğim, gidip izlemek gerek. Her ne kadar, ablama sonuna dair önemli bir ipucunu ağzımdam kaçırmış olsam da izlemek farklı olacak herkes için. Çünkü bu film iliklerinize kadar işleyecek bir kurguya sahip... Gerek diyaloglar, gerek müzikler, gerek oyunculuk (Belçim'le ilk kez bu filmde tanıştım. filme yakışmıştı, doğaldı), görüntü yönetmenliği ile ara vermeksizin sonuna kadar ilgimizi ayakta tuttu.. Kah gizli gizli ağladık, kah birbirimize baktık yan gözle... Ufuk'la biz o yaşlarda tanışmamış olsak da filmdeki hastanede doğmuştuk, 2 ay arayla... aynı yaşlara kadar yakın semtlerde yaşamıştık. sonra istanbul'a geliş... vs. vs. kendi hikayemizi anlatmayacağım şu an. ama eminim herkesin gönül tellerinden birini tıngırdatacak bu film.

Yaptıysak bu kadar iltifat, tertemiz blog sayfalarımızdan birini ayırdıysak var elbet bir nedeni...




 

1 yorum:

Deniz dedi ki...

Sormayıııııın ya, filmin sonunu söyledi :(((((((((( Ühüüüüü