16 Temmuz 2009 Perşembe

FUEGO! (İspanyol Ateşi)



Nerden düştü şimdi aklıma ispanya bilmem, daha doğrusu Bebe’nin şarkıları aldı götürdü sanırım beni. Hem anılarım depreşti hem de sevdiğim taraflarını hatırladım birden. Deniz mahsullü paellasından tutun da en sevdiğim dili konuşan insanlarla yan yana yürümenin keyfine kadar… Gittim, fırsat bulayım koşa koşa yine giderim.

Gaudi’nin gölgesinde, dali’nin deliliğinde, picasso’nun ele avuca sığmaz çocuksu halinde... Uzun uzadıya bir gezi yazısı yazacak değilim, en azından buraya, ama bana ilginç gelen, merakliların da ilgisini çekecek birkaç ispanyol gerçeğini yazmadan geçemeyeceğim.

Ve elbette Bebe’nin yatak ağzıyla söylediği birkaç şarkısını dinleyelim ki kulaklarımızın pası silinsin…

Olé España!

  • İnsanların öğleden sonra iş yapmadığı (siesta), saat 13.00-16.00 (veya 14.00-17.00) arası her yerin kapalı olduğu, pazar günü asla lokantalar dışında bir yerin açık bulunamayacağı, akşam 11’de yemeklerini yiyen insanların bulunduğu, gece 1’den sonra gece hayatının başladığı, akdenizliliğin dibine vurmuş ve kesinlikle akdenizli türklerden bile çok daha tembel olan, keyif düşkünü, bağırarak konuşan bir miletti barındıran…
  • Bir elbise aldiniz kendinize, bir ispanyol da size 
- "aa!! ne kadar yakışmış" dedi... sakın ona "teşekkür ederim" demeyin. bu çok ayıptır. 
şaşkın bir ifadeyle “gerçekten mi.... sahiden beğendin mi”... türü laflar söylemelisiniz. aksi takdirde kendini beğenmiş insan durumuna düşersiniz.
  • Sinemaların %99'unda tüm filmler dublajlıdır, alt yazılı film bulma ihtimaliniz yok denecek kadar azdır.

  • Boğa güreşi hakkında negatifseniz, pek konuşmayın cünkü halkın çoğu halen boğa güreşini bir sanat olarak görmektedir.
  • Hayat felsefeleri tranquila olan insanlar yaşar burada. Hiç bir işiniz vakitlice bitmez. Hizmet sektörü rezalettir.
  • Bir ülkenin, kadınların kocalarından izinsiz bankadan para çekemedigi bir halden, eşcinsel evliliklere izin verebilen bir toplum haline gelebilmiş ve dahası bunu 25 senede başarabilmiş olması inanılmaz!
  • Kahve seven biriyseniz yaşadınız. Biz burada kahve içmiyoruz.
  • Yeni yasaya göre artık sokaklarında çırııplak yürüyebileceğiz.
  • Yüzyıllık (1880-1980 / ispanyol ic savasi ile franco devrini kapsar) bir travma sonrasi akdeniz soslu bol kepçe hedonizm, vur dibine bacardi, vur dibine sangria içerir
  • Yemek kültürü olayını aşmıştır. Burada yemek-içmek resmen bir ritueldir.
 Tapas, tortilla, bocadillo, paella…

2 yorum:

Deniz dedi ki...

of of çok keyifli bir yazı olmuş, bi de Almadovar filmi seyredip, tam havaya girmek lazım

Bellek Kutusu dedi ki...

Bunu okuyunca tekrar gitmek istedim. Şöyle deniz ürünlü bir paella olsa da yesek!